Her geçen gün aklımıza gelebilecek her şeyin fiyatı artıyor. Fakat bunun yanında 50 bin liralık telefon için kuyruklar oluşuyor, marketler, restoranlar, mağazalar tıklım tıklım. İyi de neden?
dünya genelinde ekonomik çalkantılar yaşanmasına neden oldu. Pandemi, kripto paraların ve madenciliğin yarattığı etkiler, çip krizi, enerji krizi derken arka arkaya gelen bunca olay dünya genelinde pek çok ekonomiyi etkiledi.
Tüm bunlara rağmen tüketimin ve satın alma davranışının çılgın gibi artmasının hem ekonomik hem psikolojik nedenleri var;
Ekonomide yaşanan negatif yönde değişimler toplumların psikolojisini etkiliyor. Bu da satın alma davranışında değişikliklere sebep oluyor. Sürekli yaşanan fiyat artışı, yükselen enflasyon ve hayat pahalılığı, hepimize 'şimdi alamazsam bir daha hiç alamam' gibi bir algı olarak geri dönüyor. Eksik kalma, yoksullaşma ve ihtiyaçlarımızı karşılayamayacak hale gelmeye yönelik dev kaygımız kedi mamasından cep telefonuna her şeyi bir an önce almak istememizle sonuçlanıyor.
Diğer taraftan ise alışverişin psikoloji üzerindeki etkisi var. Yürütülen pek çok anket ve araştırma, alışveriş yapmanın psikolojiyi pozitif etkilediğine işaret ediyor. Bu pozitif etki, 'O kadar da yoksullaşmadım, bir akşam çıkıp eğlenebilirim' 'Kendime borç harç da olsa hala bir telefon alabiliyorum' gibi cümlelerle açıklanabilecek bir rahatlama etkisiyle birleşiyor ve ortaya durmadan bir şeyler almaya devam eden ancak giderek yoksullaşan bireyler çıkıyor…
Comentários